İnsanların en hayırlısı insanlara faydalı olandır. Hoşgeldiniz, 09 Mayıs 2024
Beğen 2
Ana Sayfa » İlahi Sözleri » Talha Uğurluel-Bu Vatan Kime Emanet İlahi Sözleri

Talha Uğurluel-Bu Vatan Kime Emanet İlahi Sözleri

Talha Uğurluel-Bu Vatan Kime Emanet Sözleri – Talha Uğurluel-Bu Vatan Kime Emanet İlahisini Dinle – Talha Uğurluel-Bu Vatan Kime Emanet İlahi Sözleri

Şiir/Anlatım Dosyaları, Talha Uğurluel kaleminden yazılan Talha Uğurluel-Bu Vatan Kime Emanet İlahisinin Sözlerine aşağıdan okuyabilirsiniz.

Talha Uğurluel-Bu Vatan Kime Emanet Sözleri – Talha Uğurluel-Bu Vatan Kime Emanet İlahisinin Sözleri

 

Gelelim yamyam meselesine
Hani İstiklal Marşı şairimiz Mehmet Akif
Çanakkale şehitleri şiirinde söylüyor ya
Kimi Hindu kimi yamyam kimi bilmem ne bela
Duygusal mı davranıyor diyorduk değilmiş
Meğerse Fransızlar Afrika’dan İngilizler Yeni Zelanda ve Hindistan’dan
İnançsız ve acımasız nice askeri toplamış ve bize karşı savaştırmak için buralara kadar getirmişler.
Onlar da ellerindeki paraları ile Mehmetçiğe acımasızca saldırmışlar
Bu küçük müzede vitrinlerin içinde gördüğümüz ve insanın kanını donduran gurka palaları bu vahşetin şahidi olarak orada durmaya devam ediyor.
Alçıtepe Köyü’nden sağa doğru kıvrılıyor ve az sonra solumuzda “son ok Anıtı” ile karşılaşıyoruz.
Çanakkale Kara Savaşı’nın ilk döneminde bu tepeyi almak için çok uğraşan düşmana püskürtülmeleri sırasında son mermi atıldığı yer işte tam burası.
Yolumuz bizi kuytu bir vadiye götürüyor uzaktan hiç de seçilemeyen bu gizli menfez aslında Çanakkale Savaşı’nın en büyük hastanelerinden biri olan sargı yeri hastanesi.
Civar çatışmalarda yaralanan hemen her yaralının ilk getirildiği yer gözden uzak mı kuytu vadi oluyormuş bazen o kadar çok yaralı birikiyor bu sayı 30-40 bin kişiye kadar çıkabiliyormuş.
Ama bu vadinin en büyük zaafı Ege Denizi’ne olan yakınlığı ve bu yakınlık sebebiyle de bu hastanenin başına acı bir hadise gelecektir.
Düşman 25 Nisan’da kara saldırılarına başlamış ama aradan aylar geçmesine rağmen ciddi bir başarı elde edememiştir.
Tarihler Haziran ayını göstermektedir.
Osmanlı’nın konulu bir türlü bükememe verin verdiği rahatsızlıkla korkunç bir karar alınır.
Osmanlının gerekirse tüm hastanelerinin bombalama kararı alınır kararın ilk icra yeri ise Gelibolu’nun en büyük hastanelerinden birisi olan sargı yeri’dir.
Ege Denizi’ndeki menzil altı kilometreyi bulan uzun menzilli toplarıyla burayı sabaha kadar bombalamışlardır. Tepelere sırtlara uzatılmış kolu bacağı olmayan karnı deşilmiş gözü görmeyen ve belki de şuursuzca uzanmış tedavi bekleyen binlerce askerimiz bu hayâsızca saldırıdan kurtulamamıştır.
O gece Sargı yeri kumandanı Albay Sami Bey de dâhil tam 18.000 şehit verilecektir.
Ayağımızı bastığımız her yerin şehit naaşları ile dolu olduğunu bilmenin hassasiyetiyle
Şehitliği adımlamaya başlıyoruz sembolik Şehit kabirleri arasında gezerken sargı yerinde meydana gelmiş nice hadise aklımıza çarpıyor ve bizi o günlere götürmeye çalışıyor.
Bunlardan biri de daha 22 yaşlarındaki Hüseyin’imizin destanıdır.
Düşman Kirtie’yi ele geçiremesin arkadaşlarıyla günlerdir cephede mücadele halindedir
Açtır bitkindir ama siperden sipere koşmaktadır derken bir şarapnel parçası kasıklarını parçalar kan içerisindeki Hüseyin’imizi sedyeye koyar ve sargı yerine getirirler. Bilinci yavaş yavaş yerine gelmektedir. Günlerdir ağzına bir şey koymamıştır fersiz gözleriyle etrafı süzerken yanına birkaç asker gelir ve ona doğru bir parça ekmek uzatırlar sertleşmiş bir kısmı küflü bu ekmek Hüseyin için o an dünya taamlarının en güzellerinden biri durumundadır. Hemen elini uzatır ve ekmeği ağzına doğru götürür sonra birden duraklar ve gerisin geriye uzatır
Ekmek dağıtanlar şaşırır ekmeği niye almadığını sorarlar.
Verdiği cevap kanımızı donduracak derecede bir şuur içerir
Ben der nasıl olsa birazdan öleceğim bu ekmeği alın ve yarasa iyileşip yeniden cepheye gidecek bir başka arkadaşıma verin de ekmek zebil olmasın.
Bu Hadise Yermük Savaşı sonunda yaralılara su dağıtan askerlerin durumunu hatırlatıyor bizlere
Susuzluktan kavrulan sineleri biraz olsun serinletmek isteyen sahabe elinde suibriği ile su diye inleyen bir yaralının yanına gelir tam ağzına su akıtır çaktır ki bir diğer taraftan ikinci bir su inlemesi duyulur O yaralı ağzını kapatmış ve sesin geldiği yönü göstermektedir su dağıtan 2. kişiye koşar suyu tam ona verecektir ki 3. bir su sesi duyulur bu kez 2 yaralı ağzını kapatmış ve sesin geldiği tarafı göstermektedir. 3.yaralının yanına gittiğinde onun ruhunu teslim etmiş olduğunu görür su dağıtan hemen ikinciye koşar bakar o da vefat etmiştir. İlk gördüğü yaralının yanına koşar ama bakar ki ona da yetişememiştir ve su dağıtan bu sahabe elinde suibriği kimseye su veremeden öylece kalakalmıştır.
Bu zihnimizin yan yana getirdiği iki çarpıcı hadise ile Mehmet Akif’in şiirinde Bedir şehitleri ile
Çanakkale Şehitlerini yan yana anmasın hikmeti daha iyi anlıyoruz
Sargı Yeri şehitliğini gezerken gözlerimiz etrafımızdaki Şehit künyelerine takılıyor.
Yaşları hemen hep on sekiz ile yirmi arasında değişen gençler var çevremizde.
Daha hayatının baharında vatan millet ve dini için bu büyük fedakârlığı yapan gençlerimiz.
Gözün gördükleri göremedi hayalleri kovalıyor ve I Dünya Savaşının çıktığı o acı günlere götürüyor bizleri. 1914 yılının sonlarına.
O günlerde başta İstanbul olmak üzere Anadolu’nun birçok yerinde dört bir yana gönüllü ilanları asılır
İlerleyen zamanda bu ilanlar içerik değiştirmeye başlar.
Çanakkale Savaşı’nın ortalarına doğru bir türlü bitmeyen ve adam öğüten kara savaşına asker yetiştirme adına ilanlarda şu ifadeler yer alacaktır=
Artık yaşı 20’nin altında olanlar da Çanakkale Savaşı’na katılabilir
Bu haber özellikle payitahttaki lise öğrencilerini harekete geçirecektir.
Gönüllü kayıtların başlamasına bir gün kala gecenin bir vakti Harbiye nezaretinin kapısında bir genç belirir görevli gence seslenir=
Gecenin bir vakti burada ne arıyorsun?
Gönüllü kaydı için geldim efendim
İyi de gönüllü kaydı yarın sabah başlayacak git yarın gel
Olmaz efendim ben adımı 1 numaralı gönüllü olarak kaydettirmek istiyorum
Bekleyeceğim ve bekler.
Bizler ikinci dönem İstanbul gönüllü listelerine baktığımızda bir numaralı gönüllü olarak bu gencin adını görürüz=On sekiz yaşındaki Celal İbrahim.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.

Yorum Yaz